Panik atak, anlık hissedilen yoğun korku bildiren bir tür kaygı bozukluğudur. Nöbetler şeklinde gelişir. Hafif kaygı durumu ile başlayan bu süreç yaklaşık 5 dakika içerisinde doruk noktaya çıkar. Birey atak esnasında kalp krizi geçireceğini, kontrolünü kaybedeceğini, akıl sağlığını yitireceğini, felç geçireceğini ve nefessiz kalıp öleceğini düşünebilir. Atak sonrasında da kendisini aşırı yorgun hisseder. Bu rahatsızlıkla birlikte sese ve ışığa karşı bir hassasiyet gelişir. Panik atağın ne zaman oluşabileceği belli değildir, aniden gelişir. Panik atakta kalıtımın rolü önemlidir. Ailede kaygılı kişiler varsa panik atak görülme ihtimali artar. Bununla birlikte panik atak stresin fazla olduğu durumlarda kendini göstermeye meyillidir.
PANİK ATAK BELİRTİLERİ NELERDİR?
Panik atak anında kalp atımında ve kan basıncında artış meydana gelir. Tansiyon yükselir. El-ayaklarda karıncalanma veya uyuşma görülebilir. Soğuk ya da sıcak terleme, titreme, hızlı hızlı nefes alma, bulunulan ortama ve kendine yabancılaşma, baş dönmesi, göğüste basınç ve ölüm korkusu belirtileri gözlemlenebilir. Kişi, kaygıyla birlikte vücudunda olup biten bu tür fizyolojik tepkilere bir anlam veremez. Yaşananları ‘bana kötü bir şeyler oluyor’ diye yorumlar ve kaygının şiddetinin daha da artmasıyla sorun, içinden çıkılmaz bir hal alır. Panik atak yaşayan kişi bu rahatsızlığı yaşamamak için bazı durum ve yerlerden kaçınmaya başlar. Asansöre binmez, ilaç almadan dışarı çıkmaz, kalabalık ortamlara girmez, her atakta hastaneye gider, kalp atımını arttıracak etkinliklerden uzak durur, kaygıyı bastırmak için iyi düşünmeye çalışır, dikkatini dağıtmaya çalışır. Fakat bu çözüm yolları kişinin yaşadığı sorunu çözmez hatta sorunun giderek büyümesine ve kişinin hayatının fakirleşmesine neden olur.
TEDAVİ SÜRECİ
Kişinin panik atağın ona ne yapıp ne yapmayacağını bilmesi gerekir. Panik atak öldürmez, kalp krizine, beyin kanamasına, felce, bayılmaya, düşmeye, solunum güçlüğüne neden olmaz.
Panik atak yaklaşık 8-12 seans gibi bir sürede psikolojik danışmanlıkla ve gerekli görülmesi durumunda ilaç desteğiyle tedavi edilir. Ancak geri dönüş görülebilen bir rahatsızlıktır. Ara ara ataklar oluşur. Birey bu ataklardan korkmazsa panik atak devam etmez, sürekli bedenini dinler ve bedensel belirtileri felakete yönelik yorumlarsa panik atak devam eder.
Bilişsel davranışçı terapide bireyin panik atakla tanışması sağlanır. Yanlış bilinen ve inanç haline gelmiş düşüncelerin daha gerçekçi şekilde değiştirilmesi, düzeltilmesi hedeflenir. Panik atak tedavisinde amaç bedensel tepkilerin olmaması değil, bedenimizde oluşan bu belirtilerden korkmamaktır. Yaşantısal anlamda da kişinin kaçındığı durumlara tekrar girebilmesi ve hayatının zenginleştirilmesi hedeflenir.